''Bir devrimcinin güncesi ve kadın hakları...''

Yıl 1913 Binbaşı Mustafa Kemal Sofya Askerî Ataşesi… Yakın arkadaşı Sofya Sefiri Fethi Okyar ile birlikteler.
Mustafa Kemal, Balkanlar’ın en Prusyalı başkenti Sofya’da Balkan tipi hayatı, Osmanlı’nın henüz buram buram koktuğu bu ülkedeki modernleşmeyi yakından büyük bir ilgi ile izliyor ve gözlüyor.
Diplomatik misyonların davetleri, ziyafetler, açılışlar, akşam yemekleri ve hayranlığını gizleyemediği opera…
Bir hanım arkadaşı var Mustafa KEMAL'in Sofya’da... Bir generalin kızı: Dimitrina Kovaçeva ya da kısaca Miti…
Şimdi sözü O’na bırakalım:
“…Onunla sık sık beraber olmak durumundaydık.
Babası Bulgar müdafaa vekiliydi, beni davet eder, her seferinde davetine icabet ederdim.
Kızıyla dans ederdik, ondan çok hoşlanırdım, parklarda, pastanelerde sohbet ederdik…
Konu dönüp dolaşıp siyasete gelince,
"Kadın erkek eşitliği" derdim Dimitrina...
Seçim hakkı, seçilme hakkı, kadınların her türlü özgürlüğü olmalı …
Dimitrina da "bu Avrupa'da bile yok ki Mustafa, Türkiye'de ne zaman olur?"
"…çok yakında," derdim " Dimitrina...
hem de çok yakında...Kadınlar, yeniden doğuracaklar kendilerini."(1)
Ve ''Dünyada hiçbir milletin kadını, ben Anadolu kadınından fazla çalıştım, milletimi kurtuluşa ve zafere götürmekte, Anadolu kadını kadar emek verdim, diyemez. Erkeklerden kurduğumuz ordumuzun hayat kaynaklarını kadınlarımız işletmiştir. Çift süren, tarlayı eken, kağnısı ve kucağındaki yavrusu ile yağmur demeyip, kış demeyip cephenin ihtiyaçlarını taşıyan hep onlar, hep o yüce, o fedakar, o ilahi Anadolu kadını olmuştur. Bundan ötürü hepimiz bu büyük ruhlu ve büyük duygulu kadınlarımızı, şükranla ve minnetle sonsuza kadar aziz ve kutsal bilelim" şeklinde veciz üslubu ile ifade ettiği emekçi Anadolu kadınına minnetini 20 yıl sonra güncesine uygun biçimde yaşama geçirdi büyük devrimci…
Yıl 1930 kadınlara belediye seçimlerinde seçme hakkı,
Yıl 1933 çıkarılan Köy Kanunu'yla muhtar seçme ve köy heyetine seçilme hakkı,
Yıl 1934 Anayasa'da yapılan bir değişiklikle milletvekili seçme ve seçilme hakları .
Yıl 1935 devrimci kalkınmanın öncülerini, genç kız ve delikanlılarını yetiştiren, üreterek öğrenilen Köy Enstitüleri
Yıl 1937 Haklar verildikten sonra ilk seçim, kadınlar 18 temsilci ile Mecliste..
Bu hakların uzunca mücadeleler sonucu kadınlar tarafından elde dilmesi Fransa veİtalya’da 1946’da, İsviçre’de ise 1971’de…
Kadın odaklı karşı devrim:
Köy Enstitülerinin kapatılmasıyla başlayan karşı devrim, Marshall yardımlarının olumsuz etkisi ile adam gibi bir sanayileşme sürecinin sekteye uğratılması, Aydınlanma ateşinin yavaş yavaş söndürülmesi ile Anadolu’nun, özellikle Anadolu Kadının üzerine çökmüştür.
Köy Enstitülerinin kapatılması tekil bir olgu değildir; halkevleri ve halkodalarının kapatılması çok daha önemlisi 1950 sonrasında eğitimin aydınlanmadan, bilimsellikten adım adım uzaklaştırılmasıyla birlikte düşünülmelidir.
Giderek hızlanan bu süreçte günümüzde Anadolu Kadını;
*Karşı devrimin günah keçisi,
*Her türlü aşağılanmanın hedefi,
*Üç de yetmez beş tane tekerlemesiyle adeta bir kuluçka makinesi,
*Tercihleri, görünümü, davranışları, giderek gülmesi dahi sıkı denetim altında tutulması gereken mahlukat,
*Yaşı ne olursa olsun taciz ve tecavüze müstahak,
*Bu durumlara karşı çıktığında ise öldürülmesi ya da dövülmesi “hafifletici nedenlerle” caiz görülebilir bir yaratık haline dönüştürülmek üzeredir.
Sizce Aydınlanma Devrimini yeniden canlandırmaktan başka çare var mıdır? Ne dersiniz?
.
''Bir devrimcinin güncesi ve kadın hakları...''
Noyan UMRUK
(1) Liliana Serafimova, Mustafa KEMAL ve Miti Kovaçeva, Doğan Yayıncılık, 1999, s.41-62 ve Atatürk’ün Özel Mektupları, Varlık Yayınları

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder